Ahiret İnancı
Bilinen tarihten bugüne en çok merak edilen veya
üzerinde spekülasyon dahil tartışmalar yaratan olgu ahiret inancıdır. Neredeyse
tüm toplumlarda ahiret inancıyla ilgili bulgulara rastlanılır. Biyolojik bir
varlık olarak insan, doğar, büyür ve ölür. Bu temel döngü tüm medeniyetlerin
insan ömrünün bu kadarla sınırlı olmayacağı inancını doğurmuştur. Eski çağlarda
insan ömrünün çok kısa olduğunu biliyoruz. Bu kısa ömür bir insan için yeterli
bir zaman mıdır? Algısı hep tartışılmış ve neticede ahiret inancına dayanak
oluşturmuştur.
Medeniyetleri incelerken, onların ahiret inancına sahip olup olmadıklarına
kanıt oluşturacak temel detaylar vardır. Mezar, ölü gömme törenleri, ölünün
eşyalarıyla birlikte gömülmesi vb. Mezarlar uygarlıkların inançlarına göre
farklılıklar gösterirdi. Hint medeniyetinde ölüler gömülmez, cesedi yakılarak külleri
bir kavanoza hapsedilir ve İndus veya Ganj nehirlerine bırakılırdı. Yine bazı
medeniyetlerde küller nehirlere dökülmez evde muhafaza edilirdi.
Antik Mısır’da
Ahiret İnancı
Antik Mısır medeniyetinde ahiret inancı ise tüm
medeniyetlerden daha farklıdır. Antik Mısır’da ölüler mumyalanır ve ahirete
öyle gönderilirdi. Ancak Antik Mısır’da firavunlar, sade mezarlara değil devasa
piramitlere veya mezar odalarına gömülürlerdi. Bu anlayış zamanla mimarinin de
gelişmesine ve günümüze kadar ulaşacak olan devasa piramitlere olanak sağlayacaktı.
Antik Mısır’da firavunlar ilk defa firavun Djoser
döneminde piramitlere gömülmeye başlanmıştır. Antik Mısır’da yapılan ilk büyük
piramit olarak kabul edilen Basamaklı Piramit, firavun Djoser tarafından
yaptırılmıştır. Basamaklı Piramitten sonra yapılan tüm piramitler örnek alınmış
ve firavunlar arasında daha iyisini yapma yarışı başlatmıştır.
Djoser ile başlayan piramit mezar geleneği, 4. Hanedanın
en önemli firavunlarından biri olan Snefru tarafından da devam ettirilmiştir.
Snefru’nun en büyük amacı gerçek bir piramit şekli olan mezar inşa etmektir.
Firavun Snefru (MÖ 2613-2589)
Firavun Snefru ile ilgili olarak elimizde çok fazla bilgi yoktur. Ancak, 24 yıllık bir hükümdarlık dönemi vardır. Bu dönemle ilgili elimizdeki en somut veriler yaptırmış olduğu piramitlerdir. Snefru, Keops'un babası ve saltanatı Giza'daki büyük piramitlerin inşasından kısa bir süre öncesine denk gelen dördüncü hanedanın başıydı.
Snefru'nun hükümdarlığı sivil huzursuzluğun azalmasına
ve en iyi bilindiği kraliyet gücünün artmasına tanık olmuştur. Yaşamı boyunca
üç büyük piramit inşa etmiştir: İlk ikisi Djoser döneminde Imhotep'in
modelinden sonra inşa edilen basamak piramitleriyken, üçüncü piramit Mısır ve
Sudan'daki diğer piramitlerden farklı bir açıya sahip olduğu için Eğik ve Kızıl
Piramit olarak bilinir.
Meydum Piramidi
Snefru’nun en büyük amacı öldükten sonra
gömülebileceği bir piramit yapmaktı. Meydum piramidi ile başlayan bu süreç
Kızıl piramidin yapılmasıyla son bulmuştur. Snefru ilk olarak Meydum piramidini
yaptırmaya karar verir. Ancak Meydum piramidi sanıldığının aksine düz bir
piramit şeklini almaz. Djoser piramidi gibi piramit günümüze basamaklı bir
şekilde ulaşmıştır. Meydum piramidinde başarısı olan Snefru, yeni bir piramit
yapmaya karar verir. Ancak kullandıkları taşların zemine daha uygun oturması
için bazı çalışmaların yapılmasını emreder.
Eğik Piramit
Snefru’nun emriyle yapımına başlanan ikinci piramit “eğik
piramittir.” Bu piramidin inşasına başlanırken amaç tam piramit şeklini
yakalamaktır. Bu doğrultuda çok fazla işçi ve malzeme getirilir. Dönemin en
büyük mimarlarından biri olan ve aynı zamanda vezir olan Kanofer bu işin başına
getirilir. Eğik piramidin yapımı başlamadan önce zemin kontrolü yapılmadığı
için piramit inşaatının ortalarına gelindiğinde zemin kaymaya başlar ve piramidin
bu açıyla daha fazla dik yapılamayacağı ve tamamlanamayacağı anlaşılır. Daha
sonra mimar Kanofer piramidin eğik bir şekilde tamamlanması emrini verir. Piramit
nihayet eğik de olsa tamamlanır. Ve günümüze eğik piramit olarak ulaşır.
Kızıl Piramit
Yapılan iki piramide rağmen Firavun Snefru, gerçek bir
piramit yapmakta kararlıdır. Bunun için üçüncü bir piramit için yeniden emir
verir. Bu defa zemini test edilen ve piramit yapımı için uygun olan Daşhur bölgesi
seçilir. Bu piramit “Kızıl Piramittir.” Kireçtaşından yapılan ve çekirdeği
olmadan inşa edilen ilk piramitti. Tabanı Asvan'dan getirilen taş bloklardan
inşa edilmiş, ancak duvarlar taş yerine kumdan bir çekirdeğe sabitlenmiş kerpiç
tuğlalardan yapılmıştır. Bu yöntem, tepede tamir edilmesi gereken bir şey
olduğunda yeni bloklar çıkarmak zorunda kalmak yerine, gelecekteki onarımlar ve
tadilatlar için daha kolay erişilebilir malzemelerle sonuçlanmasını
sağlamaktır. Boyutları Giza'daki Büyük Piramit'in neredeyse tam yarısı
kadardır, bu da yaklaşık yarısı kadar (dört) mezar odası barındırdığı anlamına
gelir.
Snefru ve Mezarı
Kızıl piramit nihayet Firavun Snefru’nun hayal ettiği
gerçek piramit şeklinde yapılabilmiştir. Mısır tarihinde kendisi için üç
piramit inşa eden başka bir firavun daha yoktur. Snefru bu mizacıyla tarihe
önemli bir firavun olarak geçmiştir. Ancak üç tane piramit yaptırmasına rağmen
Firavun Snefru’nun mezarı halen daha bulunamamıştır. Snefru, yaptığı
piramitleri beğenmediği ve bu yüzden oraya gömülmeyi reddettiği sanılmaktadır.
Senefru’nun piramitlere gömülmeyi neden reddettiği halen
daha tartışılan bir konudur. Bazı Mısır bilimcilere göre ise mezarı yağmalanmış
veya mezar hırsızları tarafından çalınmış olabilir. Ancak son dönemlerde
yapılan arkeolojik çalışmalar mezar odasının içinde bir ceset olmadığı ve
Snefru’nun piramitlerin dışında bir nekropole gömülmüş olabileceğine işaret
ediyor.
Sonuç
Her şeye rağmen firavun Snefru, alçak gönüllüğü ve
yardımsever kişiliği ile 4. Hanedan devrinin en büyük firavunlarından biridir.
Snefru’nun oğlu olan Kufu veya bilinen adıyla Keops, babasının aksine sert
karakterli ve despottur. Ancak Keops, babasının ulaşmak istediği piramit
mimarisine kızıl piramidin iki katı büyüklüğünde bir piramit yaparak
ulaşmıştır.
Ahiret inancı insanları belli uğraşlara ve bu
uğraşların dayattığı temel görevlere doğru yönlendirmiş ve yönlendirmeye de devam
edecektir. Günümüzde her ne kadar ahirette huzur bulmak için devasa piramitler
yapılmasa da insanlar iyi bir yaşam sürmek için başkalarının temel haklarına saygısızlık
yapmakta, onları tanımamakta ve çiğnemektedir. Ahiret, dünyadan geçer.