Gerçek bir başarı hikayesi olan müthiş anlamlı bir film. Otizm hastası olan ancak bu hastalığını müthiş bir başarıya dönüştüren güçlü bir kadının hikayesini konu alan bir film. Temple otizm hastasıdır. Annesi bunu çok sonra öğrenir. Doktor onun bir akıl hastanesine yatması gerektiğini ve bir daha hiç konuşmayacağını söyler. Ancak annesi bunu kabul etmez. Onu konuşturmaya çalışır. Temple nihayet 4 yaşında konuşmaya başlar. Günümüzde bu anne gibi güçlü bir direnci göstermek kolay değildir. Tabi ki bunun sosyo-ekonomi ve eğitim ile ilgisi oldukça yüksek. Temple eğitim hayatına başlamak ister ancak günümüzde çok sık karşılaştığımız hor görülme işi onu oldukça zora sokar. Otizm hastalığının bir eksiklik olduğunu düşünen milyonlarca insan bulabilirsiniz. Kendilerinin çok fazlası varmış gibi. Film çok fazla anlam içeriyor, çok fazla mesaj veriyor. Çevremizde otistik olan birey mutlaka vardır. Bu film o yüzden mutlaka izletilmeli bu filmi herkes izlemeli. Bu filmi izledikten sonra onlara bu hayatta daha fazla şans verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Film konusunu yaşanmış bir hikayeden aldığı için izleyici üzerinde çok daha fazla olumlu etki bırakacağını düşünüyorum. İnsanların en önemli eksikliği olan empati becerisini bu filmden sonra fazlaca kullanmaya başlayacakları aşikar. Temple otistik olmasına rağmen dünyada denenmemişi deneyerek müthiş bir başarıya imza atıyor. Etrafımızda bu tür başarılara aç çok fazla insan olduğu apaçık belliyken bu başarılara yeni kapılar neden açılmıyor bunu anlamak gerçekten güç. Şunu da görmek gerek öyle ki herkesin otistik olduğu bir dünyada biz normal bir birey olsaydık acaba ne hissederdik veya nasıl yaşardık. Onlar kadar güçlü olabilir miydik? Sanmıyorum. Onların dediği gibi "Farklıyım ama eksik değilim, kendi kendime yeterliyim." Evet tam olarak bu söz her şeyi özetliyor. Temple de büyük başarılara imza atarak eksik olmadığını tüm dünyaya göstermiştir. Genel olarak film günümüz hayatını anlatması açısından oldukça önemli.