ÖNEMLİ
ANTİK MISIR SEMBOLLERİ VE ANLAMLARI
İnsanlar,
Tarih’e her dönemde ilgi duymuşlardır. Tarih ile sıkı sıkıya bir ilişki içinde
olmuşlardır. Tarih yazıcılığı başlamadan önce insanlar, tarihi, sözlü olarak dilden
dile aktarır ve bu şekilde Tarih ile olan sıkı bağlarını korurlardı. Bu bağ
onları hayatta tutar, direnç göstermelerini sağlar ve atalarının geçmişinden
ders çıkarıp aynı hataları yapmamalarını sağlardı.
Sözlü
Tarih geleneği, Tarih yazıcılığının başlaması ile önemini büyük ölçüde kaybetmiştir.
Dilden dile yayılan efsaneler, destanlar, kahramanlıklar artık sözlü olmaktan
çıkıp yazıya aktarılmış böylelikle Tarih ile ilgili her şey daha korunabilir
hale gelmiştir.
Tarih
yazıcılığı, sadece siyasi Tarih’in değil aynı zamanda insanlar arasındaki
ritüellerin de günümüze ulaşmasını sağlamıştır. Toplumlar kendi inançları
doğrultusunda birtakım ritüeller geliştirmişlerdir. Bu ritüeller onlar için
yaşamın döngüsü hatta huzurlu bir ölümün mihenk taşı olarak görülmüştür. Bu
temel düşünce insanların toplum içindeki düzenlerini ve bu düzenin devamının ne
kadar önemli olduğunun da kanıtı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Toplumlar,
günlük yaşamda, dinde, siyasette ve geleneklerinde ritüelleri yaşatmaya
çalışırken aynı zamanda onları sembolize etmeye çalışmışlardır. Bu
sembolizasyon geleneği hemen hemen tüm toplumlarda görülür. İnsanlar bu
sembolleri ayak bastıkları her yerde yaşatmaya çalışmışlardır. Özellikle ibadet
ettikleri fiziki mekanların her yerine bu sembolleri büyük bir ustalıkla
işlemişlerdir.
Sembolizasyon
geleneğinin en yaygın görüldüğü yerlerden birisi de beş bin yıllık kadim tarihi
ile Antik Mısır’dır. Antik Mısır, ilk defa Firavun Narmer tarafından, Aşağı ve
Yukarı Mısır’ın birleştirilmesiyle büyük bir uygarlık haline bürünmüştür. İlk
firavunun Akrep Kral olduğu söylense de Tarih arşivlerinde bununla ilgili belge
yoktur. Bu yüzden, Narmer, Mısır’ı Mısır yapan ilk kişi olarak tarihteki yerini
almıştır.
Antik Mısır halkı, çok tanrılı bir inanışa sahipti. Bu inanç sistemi içerisindeki tanrıların tasvir eden çalışmalar yapılmış ve bu tanrılarla özdeşleşmiş önemli semboller kullanılmıştır. Neredeyse her tanrı bir sembol ile tasvir edilmiştir. Bu durum Antik Mısır halkının dini hayatlarına ne kadar önem gösterdiğinin kanıtıdır.
Güneş
Sembolü
Birçok
kültürde güneş sembolü önemli bir yer tutmaktadır. Sıcaklık kaynağı olarak
güneş, tutkuyu, canlılığı ve gençliği simgeler. Güneş, sadece dünyayı ısıtan
bir kaynak değil aynı zamanda doğuş ve batışıyla, doğum ve ölümü simgeler.
Güneş,
Antik Mısır’da o kadar değerlidir ki güneşi tanrılaştırmışlardır. En büyük
tanrılarından biri olan Amon ve Ra, güneşi temsil etmişlerdir. Amon ve Ra
zamanla birleşip Amonra adını almıştır. Antik Mısır’da doğan güneş tanrısı olan
Khepri, güneşin gökyüzündeki yolculuğunu simgeleyen hayvan tersi topunu
yuvarlayan bokböceği ile ilişkilendirilmiştir. Yeni yaşam ile de
ilişkilendirilmiştir.
Ay
Sembolü
Ayın
gökteki döngüsel yolculuğu ve sürekli değişen biçimi ilk uygarlıklarda insan
yaşamının döngüsü ile ilişkilendirilmiştir. Yeniaydan dolunaya, biçimlerinin
her biri ve tutulmalarına özel anlamlar atfedilmiştir. İnsanın kaderini
yönettiği de düşünülmüştür.
Ay
sezgilerinizi ve duyarlılığınızı, sezgilerinizi ve duyarlılığınızı sembolize
eder. Eski Mısırlılar ayın yeryüzündeki suları kontrol etmekten sorumlu
olduğuna ve yaşamın büyümesine izin verdiğine inanırlardı. Yeniden doğuşu ve
yenilenmeyi simgeleyen ay, ilahi olanla olan derin bağlantımızı temsil eder ve
uzun zamandır mistik güçlere sahip olduğu düşünülmektedir.
Antik
Mısır’da güneş kadar değer gören Ay, Tanrıça Bastet ile ilişkilendirilmiştir.
Yunan Ay Tanrıçası Artemis ile ilişkilendirilen Bastet çoğunlukla kedi başlı
olarak tasvir edilmiştir. Ay’ın bereketini sembolize eder.
Yıldız
Sembolü
Uzay, tarih boyunca insanlar için hep bir gizem ve sonsuzluk olarak görüldü. Güneş battığında yeryüzünü bir fener gibi aydınlatan yıldızlara hep doğaüstü güçler atfedildi.
Yıldızlar, yol göstericilik, ilahi etki ve esin kaynağı olarak
görüldü. Yıldızların bu doğaüstü gizemi onların birçok alanda kullanılmasını da
sağladı. Devletlerin bayraklarında, dinlerde ve ünlüleri ima ederken.
Gece
gökyüzündeki en parlak yıldızlardan biri olan Sirius yıldızı, eski Mısır
kültüründe önemli bir semboldü. Efsaneye göre, yıldızın yükselişi yeni bir
firavunun gelişini (veya firavunun dirilişini) müjdeliyor ve tanrılardan gelen
bir umut işareti olarak kabul ediliyordu. Antik Mısır’ın analık ve bereket
tanrıçası İsis’in simgesi de Sirius yıldızıydı. Sirius yıldızı gökyüzünde
belirdiğinde Nil bereketini bahşetmeye başlardı.
Ateş
Sembolü
Ateş
sembolü veya Alev, insanoğlunun bildiği en eski sembollerden biridir. Eski
Mısırlılar ateşin yaşamın dört temel unsurundan birini temsil ettiğine
inanıyorlardı (diğer üçü Toprak, Hava ve Su). Öldüklerinde öbür dünyada bir
dizi döngüden geçeceklerine inanırlardı: doğum, yaşam ve ölüm.
Eski
Mısır'da ateş sembolü sadece sıcak, kuru iklimi ve sürekli güneş ışığıyla
ağaran toprakların çoğunu kaplayan öfkeli kızıl kum tepelerini değil, aynı
zamanda hayat veren rolüyle güneşin ateşli ısısını da ifade ediyordu. Bu
nedenle, ateş sembolü yaratılış ve bereket fikrinin yanı sıra yıkım ve arınma
fikrini de içerir. Ateş güneşi ve meşaleleri, sonsuz yaşamı ve eril enerjiyi
sembolize eder. Ateş Güneşi, Işığı ve Mutluluğu simgeler. Hayatınızda ışık ve
mutluluğu temsil eden iyi bir alamet olduğu düşünülür.
Antik
Mısır’da aslan başlı kadın biçiminde tasvir edilen Tanrıça Sekhmet elinde ateş
püskürten bir kobra ile resmedilmiştir. Sekhmet, Mısır savaş tanrıçası olarak
kurbanlarını ateşli oklarıyla öldürür ve bedeni yanan bir alev topu gibi
ışıldardı.
Ankh
Sembolü
Antik
Mısır'da sonsuz yaşamın güçlü bir sembolü olan Ankh Sembolü bugün hala
kullanılmaktadır. Ankh sembolü genellikle kendilerine iyi şans, bilgelik ve
sağlık getireceğine inananlar tarafından takı olarak takılır. Ankh Sembolü
sonsuz yaşamın güçlü bir sembolüdür. Aynı zamanda binlerce yıldır var olan ve
her gün doğup batan güneş gibi her zaman bizimle olacak olan şeyi temsil eder.
Ankh
sembolü sadece sonsuz yaşam ile ilişkilendirilmemiş aynı zamanda kadınlığı ve
erkekliği de simgelemiştir. Üzerinde bulunan haç kombinasyonu Tanrıça İsis ve
Tanrı Osiris’in birleşimini temsil eder. Aynı zamanda Osiris’in ölüme meydan
okumasını simgeler.
Horus’un
Gözü
Horus'un Gözü eski Mısır'da güçlü bir semboldü ve aralarında İsis ve Hathor'un da bulunduğu birçok tanrıyla ilişkilendirilirdi. Başlangıçta ayı temsil ediyordu ancak daha sonra sağlık, refah ve korumayı temsil eder hale geldi.
Güçlü bir
tılsımdır ve kullanımı binlerce yıl öncesine, Mısır'ın bilinen en eski
hanedanlık dönemine kadar uzanır. Horus'un Gözü Mısırlılar tarafından
kötülüklerden korunmak ve sağlıklarını korumak için bir tılsım olarak
kullanılmıştır.
Göz,
tanrıça Wadjet'te kişileştirilmiştir. Evrensel Ana Tanrıça Hathor'un oğlu Tanrı
Horus'un gözüydü ve sol gözü çıkarıldıktan sonra takması için ona verilmişti. Horus'un
gözü (wedjat veya udjat olarak da bilinir) eski bir Mısır koruma, kraliyet gücü
ve sağlık sembolüdür. Göz, tanrıça Wadjet'te kişileştirilmiştir. "RA'nın
Gözü" olarak da bilinir.
Horus
Asası
Antik
Mısır'ın sembolü Horus Asası. Pirinç ve altından yapılmış bu heykel, koruma ve
kraliyet gücünün sembolüdür. Horus'un sağ elinde adalet asası ve sol omzunda
otorite sembolü ile hüküm sürdüğü söylenir. Adalet asası gücü, organizasyonu ve
birliği temsil eder. Otorite sembolü ise bir tüy veya başlıktı.
Horus'un
antik sembolü tanrının asası olarak bilinir. Mısır mitolojisinde asa ya da
sopanın bu tanrı tarafından firavunun yeryüzündeki hükümdarlığı sırasında onu
dengelemek için kullanıldığı düşünülürdü. Mısır firavunları simgelendikleri her
görselde ellerinde Horus Asası ile sembolize edilmişlerdir. İktidar ve güç
göstergesidir.
Shen
Halkası veya Yüzüğü
Antik
Mısır Shen yüzüğü sonsuzluğun orijinal sembolü olarak lanse edilir. Ezoterik
inisiyeler ve mistikler bu güçlü sembolü uzun zamandır bilinmeyene, hatta belki
de zamanın kendisine kapı açmak için kullanıyorlar! Siz de yüzüğünüzü takın ve
sonsuz değişim ve olasılığın pozitif enerjisini kendinize çekin.
Shen
yüzüğü sembolü kadının gücünü ve İsis'in bilgeliğini temsil eder. Bu sembol iki
ruhun birleşmesini temsil eder. Daire ilahi dişilliği temsil eder. Üçgen,
insanın daha yüksek erdemlere ve özlemlere ulaşma yeteneğini sembolize eder.
Bir Shen Yüzüğü iki ruh arasında bir bağ oluşturarak onları tek bir ruh olarak
birleştirir.
Lotus
Bitkisi
Lotus
bitkisi, yaratıcılık ve bereket sembolüdür. Hindistan, Mısır, Çin ve Japonya’da
çok saygı görür. Çamurlu sulardan lekelenmeksizin yetiştiği için de saflığı
temsil eder. Lotus bitkisi sembolü eski Mısırlılar tarafından saflığın ve iyi
şansın sembolü olarak kullanılmıştır.
Güzel
ve hoş kokulu mavi lotus, çamurlu ve kirli sularda yetiştiği ve güneş ışınları
vurunca açıp günbatımıyla birlikte yapraklarını kapadığı için kutsal sularda
yaşamın doğmasını, doğurganlığı ve ölümü simgeler. Aynı zamanda Yukarı Mısır’ın
da sembolüdür.
Antik
Mısırlılar için lotus bir doğum ve yeniden doğuş simgesiydi. Tanrı Nefertem
kimi zaman bir lotus üzerine uzanmış altın bir delikanlı ya da çocuk olarak
tasvir edilen Güneş tanrı Ra ile ilişkilendirildi.
Uraeus
Sembolü
Uraeus'un
sembolü bir yılan ve tanrıça Wadjet'in başıdır. Taç veya kafa bandı olarak
takılırdı. Uraeus kraliyet, güç ve ilahi otoritenin sembolüydü. Uraeus
sembolünün görüntüsü, firavunlarının ruhunu temsil ettiği bazı eski Mısır
sikkelerinde de yer almıştır. Kobra tanrıçası Wadjet'i temsil eden ve firavunu
korumak için kullanılan Uraeus sembolü. Uraeus sembolü eski Mısır'da kraliyetin
koruyucu sembolü olarak da kullanılmıştır.
Eski
Krallık dönemine ait yazıtlarda, kraliyetin çeşitli sembollerinden biri olarak
kralın tacında ve başlığında bir "Ureoia" kullanıldığı
anlatılmaktadır. Bununla birlikte, genellikle Heru-behedet, Cennetin Efendisi
('Horus' onun doğum adıdır) olarak anılır. Hikâye şöyle devam eder. Tanrı Re
tüm tanrıları kendisini korumaya çağırır ve onlar da tacının üzerine
yerleştirdiği Uraeus yılanını yaratarak karşılık verirler.
İnsanların
ilahi olsun veya olmasın içlerinde her zaman bir inanma isteği vardır. Taşa
bile inanabilir. Bu tarihle kanıtlanmış bir gerçek değil aksine hakikatin
kendisidir. Taşa inanan insan taşı da kutsal sayar ve ona motifler verir. Onu
en güzel şekilde temsil etmeye çalışır. Antik Mısır da inançlar bu sembolleri
ortaya çıkarmıştır.